Ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
ışıksız ruhumu sallarda durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin taa içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden
Martılar konuyor omuzlarıma
Gözlerim Istanbul oluyor birden
Ben bir şarkı ben bir türküyüm
Ben Meryem'in yanağındaki tüyüm
Beni bir azizin nefesi uçurur
İçimde Allah'ın korkusu durur
Cici ayakların iplikle bağlı
Ben onun sılası kendimin gurbetiyim
Sineklerin kanadını ısıtan bir güneş
Toprağı yarıp çıkacak
Kadınlar sansada yaşadığını
Şarkısız kaldıkça yaşamayacak
Kadınları şarkılar akrepler aydınlatır
Akşamlardan gecelerden Senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlarda esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün birden bire çıkıp geliversen
Ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık
Ve toprağın dünyaya yılan gibi girişi
Sanada Monaroza taş bebeği bıraktım
Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi
Senin hatıran kadar büyük geri karanlık
Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi
Ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapur kaçırmak
Yapa yalnız kalmak iskelelerde
Peygamber çiçeciğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerim
Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara
Onlar tutacak şu dünyada yerimi
Koy verip kirli pullu saçlarını rüzgara
Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
Peygamber çiçeciğinin aydınlığında ara
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
saat onikidir
Söndü lambalar
uyuda turnalar gelsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar...
Sezai KARAKOÇ
|