Bazı Bedevî Kabilelerin Tutumu
Çok sayıda Arap kabilesinin müslüman olmasına rağmen başta Gatafân ve çeşitli kolları ile Hanîfe ve Esed gibi bedevî kabileleri arasında İslâmiyet’in tamamen yerleşmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. Peygamber’e ve müslümanlara düşman olan bedevîler eleştirilmiş, onların büyük çoğunluğunun takındığı olumsuz tavırlara daha çok “a‘râb” kelimesi etrafında temas edilmiştir (bk. et-Tevbe 9/90, 93-99, 101-102, 107-110, 120; el-Ahzâb 33/20; el-Feth 48/11-17; el-Hucurât 49/14-18).
Çok sayıda Arap kabilesinin müslüman olmasına rağmen başta Gatafân ve çeşitli kolları ile Hanîfe ve Esed gibi bedevî kabileleri arasında İslâmiyet’in tamamen yerleşmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. Peygamber’e ve müslümanlara düşman olan bedevîler eleştirilmiş, onların büyük çoğunluğunun takındığı olumsuz tavırlara daha çok “a‘râb” kelimesi etrafında temas edilmiştir (bk. et-Tevbe 9/90, 93-99, 101-102, 107-110, 120; el-Ahzâb 33/20; el-Feth 48/11-17; el-Hucurât 49/14-18). Bedevîler Hendek Gazvesi’nden itibaren İslâmiyet’e karşı tavır almaya başlamıştı (el-Ahzâb 33/20). Rasûlullah umreye giderken (6/628) Cüheyne, Müzeyne, Eşca‘ ve Eslem gibi Medine çevresinde yaşayan bedevî kabilelere haber göndererek kendisine katılmalarını istemiş, fakat onlar İslâm’a ve Rasûlullah’a bağlılıklarını tam olarak özümseyemediklerinden emrini yerine getirmemiş, umreden sonra da özür dilemişlerdir (bk. el-Feth 48/11-12, 16). Benzer bir durum Tebük Gazvesi sırasında da yaşanmıştır (bk. et-Tevbe 9/90, 97, 101, 120). Bedevî Gatafânoğulları’na mensup çeşitli kollar hicretin 3. (624) yılından itibaren Medine çevresinde çeşitli yağmalama ve öldürme olaylarına karışmış, bu kabilenin İslâmlaşması ancak elçiler yılında (9/630-631) sathî bir şekilde gerçekleşmiştir. Nitekim Rasûl-i Ekrem’in vefatından sonra Fezâre kolunun reisi Uyeyne b. Hısn irtidad ederek peygamberlik iddiasında bulunan Tuleyha b. Huveylid el-Esedî ile birleşti. Bunlardan başka büyük çoğunluğu bedevî hayatı yaşayan Benî Hanîfe de İslâmiyet’ten uzak durmaya çalıştı. Bu kabilenin Seleme b. Hanzale başkanlığındaki heyeti hicretin 10. yılında (631) Medine’ye gelerek müslüman oldu. Ancak siyasî ve ekonomik emellere sahip bu kabile mensupları, Rasûl-i Ekrem’in rahatsızlığı esnasında, Hz. Muhammed (sav)’in peygamberliğe kendisini de ortak ettiği yalanını ileri sürerek peygamberlik iddiasında bulunan Müseylimetülkezzâb’ın etrafında toplanarak irtidad ettiler.
Öte yandan Benî Esed Uhud Gazvesi’nden sonra Hz. Peygamber ve müslümanların güç kaybettiklerini düşünerek Medine’ye âni bir saldırı yapmayı tasarladığı gibi Hendek Gazvesi esnasında da Tuleyha b. Huveylid kumandası altında bir birlikle düşman grupların ittifakı içinde yer aldı. 9 (630) yılında ise aralarında Tuleyha’nın da bulunduğu bir heyetle Medine’ye gelerek müslüman görünmek zorunda kaldılar; kıtlık sebebiyle malî yardım talebinde bulundular ve zekâtlarını kendi aralarında toplayıp dağıtmak için izin istediler. Onların bu görüşmeler esnasında kaba tutum ve davranışlar sergilemeleri, menfaatlerini ön plana almaları, iman etmedikleri halde öyle görünüp Rasûl-i Ekrem’i minnet altında bırakmak istemeleri üzerine Hucurât sûresindeki âyetler nâzil oldu (49/14-18). Hz. Peygamber’in rahatsızlığı sırasında Tuleyha peygamberliğini ilân etti, ardından da kendi kabilesinin dışında Fezâre, Zübyân, Tay ve Abs gibi bedevî kabilelerinden bazı kimselerin desteğini alarak Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde ayaklandı.
|